Zeki Faik İZER (1905-1988) Sanatçı Bilgisi İçin Tıklayınız

"BALIKÇILAR" Kağıt üzerine füzen. İmzalı. 1945 tarihli. 33*38 cm.

Zeki Faik İZER (1905-1988)

Zeki Faik İZER (1905-1988)

Zeki Faik İzer renklerin birbirleri ile ilişkilerini araştırır. Doğunun minyatür ve resimlerindeki gizem, dolambaçlı arabeskler, renk zenginliği onu büyüler. Beyaz ve siyahın renk olarak değerlendirilmesi ile diğer renkleri gösterme olanaklarının araştırılmasına kendisini verir. Durmadan da çizer. Boyalarla oynar. Eser yapmak için değil, araştırmakla ilgilenmektedir. Bu renk ve çizgi araştırmalarını düz bir yüzeye indirger. Siyah yüzey üzerinde beyaz çizgi yahut renkli bir çizgi ya da beyaz yüzey üzerinde siyah ya da renkli bir çizgi gibi denemelerin etkilerini bizzat görmek ister. Matisse’in kolajları ile halılarının büyük bir renk ve biçim mantığına dayanan biçimleme geleneklerini dikkatle inceler. Bu alandaki kitapları satın alır. Kolajlarında makasla yapılan renkli kâğıt kesmeleri dışında bir geometri sevgisi pek görülmez.

 

1928 yılında Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirdikten sonra Avrupa sınavını kazanarak Paris’e gönderilen Zeki Faik İzer orada André Lhote Akademisi ve Paris Tezyini Sanatlar Okulu Dekoratif Sanatlar Bölümü’nde öğrenim gördü. Ayrıca Othon Friesz Atölyesinde bir süre çalıştı. 1930 yılında Paris Grand Palais’te her yıl açılan “Sonbahar Sergisi”ne bir natürmortu ile kabul edildi. 1932 yılında Türkiye’ye döndü ve Ankara Gazi Eğitim enstitüsü Resim iş bölümüne atandı ancak iki ay sonra istifa ederek İstanbul’a yerleşti. 1934 yılında Elif Naci, Nurullah Berk ve Zühtü Müridoğlu ile birlikte “d Grubu”nu kuran sanatçı aynı yıl Paris’e giderek iki yıl kalır ve bu dönemde Renoir, Cezanne ve Matisse’in etkisi ile renkçi bir anlayış geliştirir. 1937’de Güzel sanatlar Akademisi Fotoğraf Atölyesine öğretmen olarak atanır. 1939 yılında ise Cumhuriyet Halk Partisi’nin düzenlediği yurt gezilerine de katılan İzer, 1945 yılında Beyoğlu’ndaki Oygar Galerisi’nde ilk sergisini açar. 1946’da Nurullah Berk ile birlikte Paris’te Palais de Chaillot’da UNESCO’nun düzenlediği uluslararası sergide Türkiye’yi temsil ederek Sergi komiseri olarak görev yapar. 1947’de British Council’in isteğiyle Londra’da bir Türk resmi sergisi açmakla görevlendirilir.1949’da Güzel Sanatlar Akademisine Müdür olarak atanan İzer, bir yıl sonra Fransa, Almanya ve İtalya’ya incelemede bulunmak üzere gönderilir. Döndükten sonra Akademi’de Türk Sanat Tarihi Enstitüsü kurar. Bu dönem resimlerinde renkçi bir resim anlayışı eserlerinin temel özelliğidir. 1958’de Brüksel Dünya Fuarına ve Sao Paolo Bienali’ne eserleri gönderilir. 1961 yılı İzer’in resminde kırılma noktasıdır, bu tarihten sonra figüratif ve natüralist resim anlayışı yerine lirik-soyut dönemi başlar. 1965 yılında Paris’e gider ve Asya, Afrika ve Orta Amerika kültürleriyle ilgilenir.1970’lerin başında resimlerinde yeniden doğadan öğeler kullanmaya başlar. 1974’de Juan Miro’nun sergisinde 5-6 m. büyüklüğündeki halılarını inceler, bir yıl sonra ise Jean Bazaine’in kolajlarından uygulanmış halılarını görür.1981 yılında ilk Çin kaligrafisi çalışmalarına başlar ve ilk halı denemesini de yapar.1984 yılında ailesiyle birlikte Türkiye’ye dönen İzer’in Türkiye’deki 4.sergisi Garanti Bankası Sanat galerisinde sanatçının Paris birikiminde oluşan eserleriyle “Resim ve Halı Sergisi” adıyla açılır. Bu tarihten sonra İstanbul ve Ankara’da çok sayıda sergisi açılan sanatçının vefatının ardından da eserleri pek çok sergide yer alır. (Jale Erzen, Enlem 80Yayınları, Ankara 1995)